14 Mayıs 2012 Pazartesi

İçimizdeki Savaşçı



Geçen yıl izlediğim bir film geldi aklıma!!
İsmi “ Peaceful warrior” ( içimizdeki savaşçı).
Modern hayatı doyasıya yaşayan ve hırslı bir sporcu olan genç üniversite öğrencisi, olimpiyatlara çok az bir zaman kala geçirdiği trafik kazasıyla, ayağını yaralayarak olimpiyattan elenirse ve tam da bu günlerde bilge bir oto tamircisiyle dostluk kurarsa ne olur? Neler olmaz ki?
Gelelim filme;Dan Millman’ ın hayatından yola çıkarak yazdığı, çok ses getiren “ way of the peaceful warrior” romanından uyarlanmış.
 
Film çok etkileyici bir sahneyle açılıyor. Kahramanımızı yarışmada performansını sergilerken görüyoruz. Halka da son saltosunu atıp yere indikten sonra  sağ bacağı bir sürü parçaya bölünüyor ve acıyla yere düşüyor, sağ bacağının yarısı kopuyor ve uzaktan bir temizlik görevlisi elinde süpürgeyle bu parçaları süpürmeye başlıyor. Yakışıklı sporcumuz ayağa kalkmaya çalışırken yatağa düşüyor ve ter içinde uyanıyor. Bu rüya bize bir insanın başarısız olma korkusunun bilinçaltındaki yansımasını gösteriyor.
Okul dışındaki tüm zamanlarını olimpiyatlara çalışarak geçiren ama bu yoğun tempoyla beraber serseri hayatından, barda vakit öldüren arkadaşlarından, kondisyonuna zarar veren içki, sigara ve seks gibi alışkanlıklarından asla vazgeçemeyen Dan, yarışmaya çok az bir zaman kala geçirdiği bir trafik kazasından sonra bacağında bir metal parçasıyla yaşamak zorunda kalıyor. Durumu öğrenen olimpiyat heyeti, Dan’i, yarışmadan eliyor. Ve bu kararla birlikte Dan sadece bacağından değil ruhundan da yaralanmış oluyor. Tabi bu kadar dibe vuran hırslı gencimiz elbette ki bir mentora ihtiyaç duyuyor. Socrates adını verdiği bilge oto tamircisiyle Dan’in dostluğu da işte böyle bir zamanda başlıyor.
Karakterimiz böylece ”socrates” ın da yardımıyla bir arınma dönemine giriyor. çok şey bildiğini zanneden Dan’e Sokrates ın yanıtı çok açıklayıcı oluyor:
Socrates: Bildiğinden daha çok düşünüyorsun. Bilgiyle bilgelik aynı şey değildir.
Dan: arasında ne fark vardır?
Socrates: cam silmeyi bilirsin değil mi? Bilgelik onu yapmaktır.
Dedikten sonra eline cam silme lastiğini atar ve Dan için “ cilala, parlat” dönemi başlamış olur.
Hayatını olimpiyatlardan altın madalya almak üzerine kurmuş olan ve bu yüzden kabuslar gören, “mutlu” olamayan Dan süreçten keyif alması gerektiğini, insanlara yardım etmenin ne demek olduğunu, etrafında kendisinden ,olimpiyat madalyasından daha başka bir dünya olduğunu keşfetmeye başlar.Araba tamir ederek, ön camları silerek tasavvufi bir arınma ,kendi içindeki sesi keşfetme sürecine girer.

Socrates basit bir tamirci gibi görünüyor ama göründüğü kadar da basit değil. Çünkü o işinin keyfiyetini değil insanlara hizmet edişini önemsiyor. Böylece Dan ve Socrates’ ın dostluğundan başarıya giden kapıya bir yol aralanıyor. Dan, bu kapıdan girmek için çalışırken öyle bir aşkın bir ruh haline giriyor ki artık kapı/başarı/ödül onun gözünde tüm değerini kaybediyor. Her şeyden vazgeçip kendini insanlığın hizmetine adamak istediği noktada Socrates, Dan’e, asıl insanlığa hizmetin yaralı bacağına rağmen sağlıklı ruhuyla işini yani sporculuğu yapması olduğunu anlatıyor. Ve Dan kendinden öte çevresine de faydalı olma bilgeliğini kavradığında gerçekten olgun , aşmış bir insan özelliğini taşıyor. Bu da kendisine başarıyı yani altın ödülü getiriyor.
Başarısız olma korkusunun ardından geçirdiği trafik kazası Dan’in başarıya giden bu yolculukta önemli olanın başarıya giden yolda geçirdiği anlar ve kazanımlar olduğunu deneyimliyor.
Evet  üzerine bu kadar konuştuğumuz ve yazdığımız tüm bu hikaye/yolculuk sadece 2 saat içinde olup bitiyor. Ve 2 saatin sonunda insan ömrünü-kendi çöplüğünü- sorgulamadan edemiyor.
İnsan; beynini, yeteneğini, bilgeliğini keşfedebilen bir savaşçı olmalı doktrinini aklına sokuyor.
Hayatın cilvesi herhalde! Bende bu filmle tanıştığımda bir trafik kazası geçirmiştim omurgamda kırık oluştuğu için en az 6 hafta yatmam gerekiyordu. Çok sevdiğim bir arkadaşım da bana filmler getirmişti izlemem için, içlerinden biri bu filmdi. Filmi izledikten sonraki coşkumu anlatamam!!!  İnsanın isterse her şeyi yapabileceğine enerjisini ve umutlarını düşürmemesi gerektiğine dair  inancımı arttırmıştı!!

Herkese hayallerinin peşinden koşup onu yakalayacakları günler diliyorumJ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder